İngiltere’nin Londra kenti 7 Temmuz 2005 günü sabah 8.50’de, taşımacılık sisteminde eş zamanlı patlayan 4 bomba ile şoka uğradı. 18 dakika sonra medyacılar haberi en kısa sürede geçmek için amansız bir çaba içerisine girdikleri zamanda ilk haber, herkesin katkıda bulunabildiği bağımsız online ansiklopediye, Wikipedia’ya düştü. İngiltere, Leicester’den ateşli bir wiki düşkünü olan Morwen geçtiği haberde şöyle diyordu: “7 Temmuz 2005 günü, başta Aldgate, Edgward Road, King Cross St Pancras, Old Street ve Russel Square istasyonları olmak üzere Londra’nın çeşitli metro istasyonlarında patlamalar ve benzeri olaylar meydana geldi. Bütün patlamalar, güçlü etki yaratan nitelikte.”

Dakikalar içerisinde topluluğun diğer üyeleri ek bilgi sundular ve onun imla hatalarını düzelttiler. Kuzey Amerikalılar sabah uyandığında tartışmalara yüzlerce kişi katılmıştı bile. Günün sonunda 2.500’ün üzerinde kişi olayla ilgili olarak çoğu haber organının sunduğundan daha detaylı ondört sayfalık bir rapor hazırlamışlardı. Böylelikle, dört bir tarafa dağılmış gönüllüler, dünyanın en büyük ve en iyi finanse edilen teşebbüslerinden bile daha hızlı, akıcı ve inovatif projeler üretebildiklerini göstermiş, Wikipedia’nın potansiyel gücüne bir örnek vermiş oldular.

Anthony D.Williams & Don Tapscott – Vikinomi

Yukarıdaki açıklama kitlesel işbirliği ve internetin gücünü anımsamamız adına güzel bir örnek teşkil ediyor. İnternet, her kullanıcıya kendi medyasını oluşturabilme imkanı sağlıyor. Kendi kitlemizi oluşturmak ve onlara mekan ve zamandan bağımsız bir şekilde ulaşabilmek hiç bu kadar kolay olmamıştı.

Hangimiz eskisi gibi haberleri veya son gelişmeleri takip edebilmek için gazete alıyor, televizyonda haberleri bekliyor veya aylık dergileri takip ediyor? Ben, uzun zamandır bunların hiçbirini yapmıyorum. Aktif internet kullanıcılarının bir çoğununda bu alışkanlıklarının değiştiğine inanıyorum. Artık haberleri, gelişmeleri takip etmiyoruz, onlar bizim karşımıza çıkıyor! İstatistik kurumunun açıkladığı rakamlara göre gazete ve dergi satışları geçen seneye göre %20’ye yakın azalmış durumda. Bu rakam, internetin medyaya olan etkisini gözler önüne seriyor.

Kitlemizi oluşturmaktan söz ediyorduk, burada en büyük rolü Facebook ve bloglar alıyor. Bunlara ek olarak Youtube, Twitter, Friendfeed, Flickr gibi sosyal ağlar tamamlayıcı birer rol alıyorlar.

Bir blog sayfası oluşturup güncel tutarak her gün yüzlerce insana ulaşmak artık zor değil. Facebook’da ortalama 150 arkadaşımız bulunuyorve paylaşmaya açlar. Twitter’da ortalama 80 takipçimiz bulunuyor ve aynı şekilde paylaşabilmek için bir şeyler arıyorlar. Youtube, dünyanın en büyük 2. arama motoru yüklenen her video kısa sürede onbinlerce insan tarafından izleniyor. Flickr dünyanın en büyük fotoğraf depolama alanlarından biri. Tüm bunlar bir araya gelince, kameralı telefon sahibi aktif bir internet kullanıcısı çok kısa sürede büyük kitlelere ulaşabilir hale gelmiş oluyor.

Artık gazeteler popüler blogların içeriklerinden, ürettiklerinden haber yapıyor. Televizyonlar sosyal ağları çılgınlar gibi tarayarak haber yakalamaya çalışıyor, yani son zamanlarda karşılaştığımız haberlerin bir çoğunu aslında kullanıcılar oluşturup paylaşıyor, haber olmasını sağlıyor. Daha ilginç olanı ise bunu dudak uçuklatan bütçeleri bulunan medya devlerine karşı yapıyor.

Artık “hepimiz medyayız” demek abartı olmaktan çıktı. Her kullanıcı kendi medyasını oluşturuyor ve ulaştığı kitleler hızla artıyor. Şu anda tek yapmamız gereken bu gücü daha yararlı bir şekilde kullanmanın yollarını bulmak.