Aslında Foursquare gelmeden önce, çeşitli GPS arkadaş bulma sistemleri ve şehir rehberleri vardı. Fakat kısa sürede yüzbinlerce kişiyi bir arada toplaması ve bu kişileri kendi ürünlerinin evangelisti yapması onu sektörde parlayan bir yıldız olarak yükseltti. Fakat Foursquare bunu zaten var olan bir konsepti yani “geo-social” konseptini oyuna çevirerek başardı. Kullanıcılar sisteme girdiklerinde kendilerini bir oyun bekliyordu.

Sistemdeki puan, afiş, rozet ve seviye gibi oyun öğeleri kullanıcıyı oyunda tutmak için çok başarılı bir yöntem ve Foursquare bunun en güzel örneği. Sadece bir reklam alanı çok şey ifade etmez. Birçok Ürün geliştirme ve Marketing bölümlerinin yaptığı hataların başında gelir bu hata. Bunu minimum düzeye indirmek için Oyun Mekanikleri yardımımıza koşuyor. Ama oyun mekaniklerini oyunla “nasıl” birleştireceğimiz değilde “neden” birleştireceğimiz önemli.

Trip Hawkins, Electronic Arts ve Digital Chocolate kurucusu yaptığı bir konuşmada şöyle diyor: “Oyunlarınız ‘basit, çekici ve derin içerikli‘ olsun. Bu tür oyunlar daha ilgi çekici olacak ve sizi başarıya götürecektir”.

Kısa vadeli veya geç planlama oyunlarda sıkıcı (çok kolay) yada sinir bozucu (çok zor) olma riskinide beraberinde getiriyor. Fakat oyun mekaniklerinin artık öne çıkmasıyla, kullanıcıları tekrar oyuna döndürebiliyor ve onlara istedikleri şeyi verebliyorsunuz.

Vizyonunuzu belirleyin ve “geriye doğru” çalışın

Efektif oyunlar bir sisteme sonradan dahil edilemez. Bunların işin en başında ürüne entegre edilmesi gerekir. Başarılı olmaları için ise sizin vizyonunuza ve hayal gücünüze ihtiyaçları vardır. Eğer bunlar olmazsa ürününüz koca bir “HİÇ”den ibaret olacaktır.

Yapmanız gereken ilk şey kendinize bir hedef belirlemenizdir. “Hedefim nedir? Neye ulaşmak istiyorum”

 

Evet, peki bu oyun mekaniğini nasıl doğru şekilde kullanır ve gücümüze güç katarız? Haftaya bu sorunun cevabını .ComTalks’da bulabilirsiniz.