Daha önce Aurea isimli Amerikan teknoloji şirketi için çalışan Şeref Acet ve yine Amerikalı Accolite şirketinin Hindistan ayağı ile çalışan Tolga Karanlıkoğlu‘nun hikayelerini anlatmıştık. İki arkadaşımın ortak noktaları Crossover üzerinde zorlu sınavları geçtikten sonra Amerikalı teknoloji şirketleriyle tanışmış olmaları ve uzaktan-tam zamanlı şekilde çalışma hayatlarını sürdürmeleri.

Bu seriyi biraz daha geliştirmek adına genç bir Crossover yeteneğiyle sizleri tanıştırmak istiyorum. 91 Doğumlu yazılım mühendisi Furkan Yavuz‘la tanışın. Tolga da Şeref gibi Amerikan Aurea şirketi için çalışıyor. Bu yazı dizisinin hedefi yazılım konusunda uzmanlaşan insan kaynağının cesaretlenmelerini ve yabancı şirketlerle çalışmak için bir  adım atmalarını sağlamaktır. Siz de Crossover üzerinden zorlu sınavları geçip Amerikalı teknoloji şirketleri ile çalışabileceğinize inanıyorsanız şuradan kendinize uygun bir pozisyon bakabilirsiniz.

Bize biraz kendinden bahseder misin? Ne uzmanısın? Ne yaparsın?

Öncelikle merhaba, kısaca geçmişimden bahsedecek olursam; 1991 İzmir doğumluyum. Üniversite aşamasına kadar İzmir’de yaşadım. Ardından Gebze Teknik Üniversitesi’nde Bilgisayar mühendisliği okudum. Eğitimim devam ederken part-time çalışmalarım, bölüm arkadaşlarımla yaptığım mobil uygulama deneyimlerim oldu.

Mezun olduktan sonra Türk Hava Yolları’nda 2 yıl Java yazılımcısı olarak çalıştım. Bu süre boyunca kurusal firmaların kariyer basamaklarını anlamaya çalıştım ve geleceğe ait projeksiyonumu güncelleme fırsatı elde ettim. Mevcut işim devam ederken, yurtiçi ve yurtdışı bir çok işe alım mülakatlarına girdiğim 6 aylık bir sürecin sonunda Crossover ile LinkedIn üzerinden karşılaştım. Mülakatı başarıyla geçtikten sonra nihayet Türk Hava Yolları’ndan istifa ettim. Şuanda Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Bilgisayar bölümünde yüksek lisans yapıyorum ve 5 aydır Crossover’da Java Engineer olarak çalışıyorum.

Elimden geldiğince güncel teknolojileri takip etmeye çalışıyorum. Yetişmek neredeyse imkansız fakat en azından nasıl çalıştıkları hakkında fikir sahibi olacak kadar bilgi edinmeye çalışıyorum. Crossover’ın mülakatlarını, eksiklerimi farketmem ve kendimi geliştirmem için fırsatlar olarak değerlendiriyorum. Geçen hafta Java Software Architect pozisyonuna başvurdum ve sürecin sonuna kadar ulaşmayı başardım ama son aşama olan Skype Interview aşamasını geçemedim. Fakat bu tecrübe ve aldığım feedback’ler bir sonraki başvuruma daha hazır olmamı sağlacaktır diye düşünüyorum.

Crossover CEO'su Andy Tryba ve Furkan Yavuz
Crossover CEO’su Andy Tryba ve Furkan Yavuz

Normal bir gün yataktan kalkmanla beraber nasıl başlıyor mesela?

Her gun aynı şekilde geçmese de genel olarak benimsediğim rutinim şöyle; artık sabah alarm kullanmıyorum. Vücudum yeterince dinlenene kadar uyuyorum (tabi abartmadan). Genelde gece 12 gibi yatıp 8 civarı uyanıyorum. Kahvaltıyı uzun uzun yaptıktan sonra spora gidiyorum. 1 – 1 buçuk saat kadar spor salonunda vakit geçiriyorum. Gün içerisinde yapmam gereken işler varsa halledip öğleye doğru çalışmaya başlıyorum. Günlük yarım saatlik bir scrum oluyor ve genelde öğle saatlerine denk geliyor. Öğlen işe başladığım için genelde akşam 7-8’e kadar çalışıyorum. Hafta içi hafta sonu diye ayrım yapmıyorum. Haftanın seçtiğim iki gününü kendime ayırıp kalan 5 gün 8’er saat çalışıyorum. Nadiren de olsa​ ​günde​ ​10 saat çalıştığım günler oluyor. Şimdiye kadar haftalık 40 saatin üzerinde çalışmadım.

Uzaktan çalışmanın en güzel yanı ne sence?

Uzaktan çalışmanın en güzel yanı çalışma saatlerinin özgürlüğü bence. İkinci sıraya da üstlerinizin sizin üzerinizdeki baskısını minimize etmesi olabilir. Ardından şunları ekleyebilirim: Trafik çilesini sıfırlaması, çalışma mekanı seçim serbestliği ve dünyanın farklı farklı ülkelerinden arkadaşlarınızın olmasını sağlaması. Normal bir kurumsal firma ile karşılaştırma yapacak olursam önceden 12’de yatıp 6 buçukta zar zor kalkardım. Koşarak fırından poğaça alır servise yetişmeye çalışırdım. Yol boyu trafik çilesi, iş yerinde uykusuzluk ve baş ağrısı. Geçip giden verimsiz saatler, anlamsız toplantılar, karşılıksız terfi beklentileri, yazılımıcı üzerindeki takım lideri, analist, proje yöneticisi ve müdür baskıları… Benzerlerini yaşayan vardır diye düşünüyorum. Şuanda tüm bu sorunlardan kurtuldum.

Uzaktan çalışmanın en zorlayıcı yanı ne sence?

Kendinizi disipline edemeyen birisiyseniz muhtemelen bu iş zor gelecektir çünkü 40 saat verimli çalışmak ile 40 saat iş yerinde bulunmak aynı şey değil. Artık verdiğiniz çay kahve araları veya koridor muhabbetleri için para almıyorsunuz. Kapağı attım artık çalışmasam da olur diyorsanız muhtemelen size göre bir iş değil. Bahsettiğim konular uzaktan çalışmada kişinin yalnız kendi kalitesine baktığı için disiplinli olmalısınız. Son olarak iletişim becerileriniz ve ingilizce bilginizin iyi olması gerekiyor. Gereksinimleri iyi toplamalı, iyi analiz etmeli ve beklenen sonucu üretebiliyor olmalısınız. Analist diye bir kavram bulunmadığı için proje yöneticisi ile birebir iletişim halinde oluyorsunuz. Bu yüzden sadece kod yazmayı biliyor olmak yetmeyebilir.

Biraz mesleki sorulara girelim, code review gibi işleri nasıl yapıyorsunuz?

Girdiğim firmada Code Quality takımında çalışmaya başladığım için soruya hakkıyla cevap verebileceğimi düşünüyorum. Kodlarımızı local Branch’lerimizde geliştirmeyi tamamladıktan sonra SCM server’a gönderiyoruz ve Master Branch’e pull request açıyoruz. Ekibimizde bulunan Java Architect kodlarımızı bu pull request üzerinden inceliyor ve gerekli değişikleri talep ediyor. Değişiklikleri yaptıktan sonra pull request’iniz kabul ediliyor. Yazdığınız kodların testleri ve güvenlik analizleri de ilgili programlarla yapılıyor. İlk projemde bir çok farklı yazılımın code coverage’ını yapma fırsatım oldu. Yapacağımız işler project tracking yazılımı ile bize geliyor. Tamamladığınız task üzerinden performansınız aşağı yukarı belli oluyor. Şunu da ifade edebilirim ki kişisel fikirlerinize ciddi anlamda değer veriliyor. Yani bir sorunu çözecek bir fikirle gelirseniz ve başarılı olduğunu ispatlarsanız üstlerinizden tebrik maili alabiliyorsunuz.

Ekip nasıl yönetiliyor? Haftada kaç kez ekip arkadaşlarınla görüşüyorsun?

Şuanki ekibimde 1 project manager, 1 architect ve 3 developer bulunuyor. Günlük yarım saatlik toplantı oluyor bu toplantıda progress’i ve blocker’ları konuşuyoruz. Bunun dışında ortak dökümanlar, mail ve Skype ile iletişimde kalıyoruz. Toplantılar sadece hafta içi oluyor. Genelde toplantılara katılmak zorunlu fakat haklı sebeplerle girmediğim günler olabiliyor. Karşılaştığım sorunları genelde takım arkadaşlarımla Skype üzerinden hızlı bir şekilde tartışıp sonuca varabiliyorum. Uzaktan çalışma birbirinden kopuk bir ekip anlamına gelmiyor.

Ödemelerini nasıl alıyorsun?

Ödemeler haftalık olarak elime geliyor. Şuana kadar bi aksama olmadı. Çalıştığım saati hemen hemen eksiksiz aldım. Bir keresinde ikinci ekranımda açık olan iş ile alakasız bir siteden dolayı kesinti oldu. Bu yüzden buna dikkat etmek gerekiyor. 10 dakikada bir ekran görüntüsü ve kamera görüntüsü alındığı için iş esnasında başka bir işle uğraşmamanız bekleniyor. Hesabınızdan para çekerken ufak bir kesinti oluyor. Para haftalık yattığı için maaşınızı hesaplarken bir yılda 52 hafta olduğunu unutmayın. 🙂

Sigorta vs konularını nasıl hallediyorsun?

Genel sağlık sigortasından faydalanmak ve emeklilik günümü doldurmak amacıyla sigortamı kendim ödüyorum. Benim için sigorta yatırmıyor veya bana öğle yemeği için yemekhane hizmeti vermiyor diye bir kurumda çalışmayı riskli görmek açıkcası bana çok mantıklı gelmiyor. Sonuçta kazandığımız parayı nasıl değerlendireceğimizi bilen insanlarız. Yıllık izin henüz kullanmadım ama yine game changer bir olay değil yıllık izin. Ücretsiz olarak 2 hafta ayrılabiliyorsunuz diye biliyorum.

Senin gibi uzaktan çalışmak isteyenlere tavsiyelerin neler olur? Öğrenim, sınav hazırlığı vs biraz açar mısın?

Bu çalışma şeklini çok değerli bir fırsat olarak görüyorum. Eğer mevcut işinden mutlu olmayanlar varsa en azından mülakatları denemelerinde fayda var. Bir kayıpları olmayacak ve belkide yepyeni bir hayat şekline geçmiş olacaklar. Mülakatlarla ilgili şunu söyleyebilirim; project trial aşaması bence en önemli aşama çünkü 3 veya 6 günlük bir zamanda sizden her şeyiyle tam bir program yazmanız isteniyor. Bu da mevcutta çalışan insanlar için yorucu olabilir. Bu yüzden haftasonuna denk getirecek şekilde projeyi başlatma tavsiyesi verebilirim. Projeler güzel seçilmiş ve zorlayıcı gereksinimleri bulunuyor. Herhalde beni sınırlarımı zorlamaya iten en önemli aşama proje aşaması. Skype mülakatında açık ve anlaşılır bir biçimde sorulara cevap vermeniz, anlaşılır bir ingilizce konuşmanız ve gerçekten size sorulan sorulara doyurucu cevap vermeniz bekleniyor. Mülakatlara 3 ayda bir girebiliyorsunuz. Başarısız olursanız size eksiklerinizi söyleyen bir mail geliyor. Burdan eksikleriniz kapatabilirsiniz.

Son olarak harekete geçmeye cesaret edemeyenler için “Audentes Fortuna Iuvat” diyorum.

Furkan’a sorularınızı yorum olarak iletebilirsiniz.