Bir süre önce destek talepleriyle twitter üzerinde tanıştığım Bedelli Askerlik ailesinden öğrendiklerimi daha önce bir yazıda toplamış ve hükumete ulaşmak için yaptıkları çalışmaları özetlemiştim. Konu derinleştikçe farklı şeyler öğrendim. Bu yazıda detaylı bir analiz yapacağım. Makro bakarken bireysel mağduriyetleri gözardı etmemeye çalışacağım. Konu üzerinde vakit harcadıkça mağduriyetin derinliği ile ilgili daha fazla bilgi sahibi olma imkanım oldu. Bir yandan da 1 Milyon kadar mağdurun devletimize finansal maliyetini anlayabilmek için bazı hesaplamalar yaptım. Öncelikle herkesin merak ettiği iki soru ile başlayalım:

Bedelli askerlik 2017’de çıkar mı?

1 Milyon’a yakın direkt mağdurun, aileleriyle birlikte 4 Milyon’dan fazla vatandaşın beklediği bir cevap bu. Şimdilik kesin bir şey yok, bu konuda karar vericinin Sn. Cumhurbaşkanı olduğuna dair yaygın inanç sosyal medya’da devam ediyor. Yılın bitmesine yaklaşık 25 gün kaldığını düşünürsek pek mümkün görünmediğini üzülerek söylemek zorundayım. Geçtiğimiz 4 yılda iki kez bedelli askerlik çıkarılmış olması mevcut mağdurların fırsat eşitsizliği eleştirisi yapmasına sebep oluyor. Kendileri ve aileleri için bu durumun bir siyasi tercih sebebi olduğunu söylüyorlar.

Bedelli askerlik ne zaman çıkar?

Şu anda net bir tarih olmamakla birlikte hükumetin konuyla ilgili tartışmalara katılmaması dikkat çekiyor. Hükumette bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerinin konuyu tartışmaktan kaçındığı gözleniyor. Öyle anlaşılıyor ki bunun sebebi karar verici pozisyonunda olan Sn. Cumhurbaşkanı ile siyaseten ayrı düşmeme endişesi, bu net.

Her gün artan bedelli askerlik talebinin sebepleri neler?

Öncelikle şunu söylemeliyim, bu konuda sosyal medya’da yapılan “bedelli askerlik çıksın mı? çıkmasın mı?” anketlerini yüzeysel buluyorum. 4 Milyon vatandaşı ilgilendiren böylesi bir konuda daha anlamlı şeyler konuşmalı, daha derine inmeliyiz. Twitter üzerinde yaptığım araştırma anketinde 1538 tercih kullanıldı ve sanıldığının aksine birincil sebebin “iş durumu” olduğu açıkça görülüyor. Yani mağdurlar kurdukları işleri bırakmak veya çalıştıkları işyerlerinden ayrılmak istemiyorlar. İşyerlerine giden tebligatlarla işlerinden olan mağdurların sosyal medya’da sitemli paylaşımlarını görmek mümkün.

Zorunlu askerliğin direkt ve dolaylı finansal maliyeti nedir?

Halihazırda 850 binin üzerinde “yoklama ve asker kaçağı” mağdur bulunuyor. Bu celp dönemiyle birlikte bu rakamın 1 Milyon‘u aşması bekleniyor. Bir er’in devlete aylık bakım maliyetinin ayda 500 TL civarı olduğu biliniyor. Anket verilerine dayanarak bu 1 Milyon’un %58‘inin çalıştığını varsayabiliriz. Buradan yapacağımız ekonomik öngörü bize çarpıcı rakamlar sunuyor. Zorunlu askerlikle ekonomiden koparılan bu gençlerin devletimize direkt maliyeti 3.4 Milyar TL olacak. Ekonomiden kopartılmaları ve ödedikleri vergileri ödemeyecek olmaları en mütevazi hesapla (bu kitlenin tamamının askari ücret kazandığı varsayımı ile) geçmiş yılın verilerine göre yalnızca vergi kesintilerinden devletimizin edeceği zarar 2 Milyar 599 Milyon TL ‘yi buluyor.. Elde edemeyecekleri maaş gelirleriyle ekonominin göreceği zarar ise askerlik dönemi boyunca toplam 9 Milyar 772 Milyon TL. Yine yalnızca çalışan insanların bedelli askerlikten faydalanacağı varsayımı üzerinden gittiğimizde bedelli askerliğin 25 Bin TL ile çıktığı senaryoda devletimizin elde edeceği direkt gelir 14 Milyar 500 Milyon TL.

Basit hesapla devletin yüzleşeceği direkt ve dolaylı maliyetlerin toplamı 30 Milyar 260 Milyon TL. Son yıllarda gündemi sıklıkla meşgul eden profesyonel ordu tartışmaları için savunma sanayinde fark yaratan milli gururumuz ASELSAN‘ın şu anki değerinin 32 Milyar 700 Milyon TL olduğu bilindiğine göre, devletimiz dış ve iç tehditlere karşı caydırıcı savunma gücünü arttırmak için ciddi bir kararın arefesinde. Insan faktörünün değerinin azaldığı, teknolojinin fark yarattığı savunma sanayinde bu konuya köklü bir çözüm getirilmesi her açıdan elzem görünüyor.

Halk gerçekten bedelli askerlik istiyor mu?

Veri temelli tartışmaların konuyu olgunlaştıracağı düşüncesindeyim. Geçtiğimiz 4 yılda 2 kez sunulan bedelli askerlik fırsatı Google aramalarında da kendine büyük bir yer edinmiş görünüyor. Türkiye’de yapılan toplam aramalara “bedelli askerlik” teriminin oranlaması ile oluşan bu grafiğe göre Bedelli Askerlik talebi şu anda hiç olmadığı kadar güçlü görünüyor. Siyasi iradenin bu konuyla ilgili hızlı karar alacağından şahsen şüphem yok zira hükumet bizim ulaşabildiğimiz halka açık veriden çok daha fazlasına sahip.

Mevcut durum ne gibi bireysel mağduriyetlere sebep oluyor?

Sosyal medyada mağdurlarla iletişim kurdukça üzücü durumlar öğreniyorum. Bunların başında;

  1. Bakmakla yükümlü oldukları aile bireyleri olan mağdurlar
  2. Hasta veya özürlü çocukları olan mağdurlar
  3. İşyerlerine gelen tebligatlarla işlerinden olan mağdurlar
  4. İşlerini kaybetmemek için sigortasız çalışmak zorunda kalan mağdurlar

geliyor. Bu sounun kökten çözümü ile ilgili adım atılacağını umuyor ve yazımı burada sonlandırıyorum.