Geleneksel medyanın vazgeçilmezlerinden biri olan entegre pazarlamanın önemi sosyal medyada da öne çıkıyor. Yeni bir ürün çıktığı zaman televizyon reklamı hazırlanır ve genelde ilk reklamdan sonraki gün billboardlar, gazeteler , radyolar büyük internet siteleri bu üründen bahsederdi, hepsi aynı dili kullanır, aynı görsellikte olurdu. Bu yapılanların etkisiyle ürün hemen her kesime tanıtılmış olur ve birden farklı yerde defalarca gördükleri için akıllarına kazınmış olurdu.

Peki bu yöntemi sosyal medya üzerinde nasıl uygulayabiliriz?

Öncelikle sosyal medyada diğer medya organlarında olduğu gibi belli dönemlerde iletişim yapıp geri kalan zamanlarda susmak gibi bir hakkımızın bulunmadığını belirtmek lazım. Sosyal medya iletişimi sürekli olmak zorundadır. Markalara göre bu iletişimin tonu değişebilir fakat hepsinde bir düzen içerisinde süreklilik şarttır.

Bu çerçevede hareket edecek olursak:

1- Markanın aktif olan tüm sosyal ağlarda resmi hesabının alınması gerekiyor.
Bunun en önemli nedeni sizden habersiz birileri bu hesapları almasını ve özellikle kötü yönde kullanılmasını engellemek. (Bir çok ağda iletişime geçip hesaplar geri alınsada bazılarında alınamıyor olması kötü sonuçlar doğurabiliyor.) Tabi tüm sosyal ağlarda hesaplar alındı diye hepsini kullanmak gibi bir zorunluluk yok. Bu sosyal ağlardan en aktif kullanılanları, hedef kitle analizimizi yaparak kitlemizin en çok yer aldığı ağları seçerek iletişim yapmaya başlayabiliriz.

2- Markanın resmi sitesinde aktif olarak kullanılan sosyal ağlar (Facebook, Twitter, Youtube gibi…) mutlaka yer almalıdır.
Markanın resmi sayfasında sosyal ağlarının yer alması kullanıcıların bu hesapların resmi olduğuna inanmasını sağlayacaktır. Markayı seven kullanıcılar gelişmelerden haberdar olmak için hemen o hesapları takibe alacaklardır.

3- Sayfalar sosyal ağ hesaplarının yanında paylaşım ikonlarına da sahip olmalıdır.
Kullanıcıların içeriği Twitter’da paylaşabilmesi için “Tweet” butonu, Facebook’da paylaşabilmesi veya arkadaşlarına, gruplara direkt olarak gönderebilmesi için de “Beğen” ve “Gönder” butonlarının yer alması üretilen içeriğin çok daha hızlı bir şekilde daha fazla kişiye yayılmasını sağlayacaktır.

4- Bulunduğumuz alanın kitlesini göze alarak iletişim türümüzü belirlemeliyiz.
Sosyal ağların kendi içerisinde belirgin özellikleri vardır ve bu özellikler ile kullanıcıları özdeşleşir. Bu nedenle her sosyal ağ iyice analiz edilmeli ve ona göre bir iletişim tarzı belirlenmeli. Bir sosyal ağda kullandığınız dil başka bir sosyal ağda ters tepebilir ve tüm emeklerinizi boşa çıkarabilir. Bu nedenle markalar, iletişim dillerini sosyal ağlara göre düzenlemeli, farklı ağlarda, farklı tonlarda fakat aynı şeyi söyleyebilmeli.

5- Ürünler ve geleneksel medya sosyal hale getirilmelidir.
Entegre pazarlama diyoruz ya, burada en önemli şeylerden biri de gerçek hayatı sanallaştırabiliyor olmamızdır.

Çok çok klasik bir örnek vermek gerekirse; Bir billboard reklamı verildiği zaman, köşesine eklenen bir QR Code ile akıllı telefon sahiplerine Facebook sayfasını beğenmelerini sağlamak güzel olmaz mı? Bu tarz teknolojiler o kadar geliştiki, artık kullanıcılara gerçek hayatta yaptıkları her şey için sanal dünyada bir + kazandırabiliyor, bir sanal hareket yaptırabiliyoruz. Bu konuda çıkabilecek projelerin ucu bucağı görünmüyor.

6- Televizyon reklamlarında, radyo veya gazete reklamlarında sosyal ağlarınızdan söz etmek yararlı olacaktır.
Sosyal ağlarda kitlenizi toplamanız, onlara sürekli ulaşabiliyor olmanız açısından çok güzel bir durum. Bu nedenle, özellikle geçici proje reklamlarında internet siteleri yerine genel sosyal ağlarınızı yazdırmak, söylemek kullanıcılarınızı bir yerde toplamak adına çok etkili olacaktır. Ayrıca şu anda sosyal medyada aktif olarak yer alan markalara ayrı bir sempati ile yaklaşıldığı da bir gerçek.

Sosyal medyanın kendi içinde entegre hareket etmesi, geleneksel medyanın sosyala medya ile entegre hareket etmesi ve tüm bunların bir sistematik içerisinde yürümesi sonucu kampanyalar, projeler çok daha başarılı olacaktır diyebiliriz.