comTalks başarı hikayelerinde bu onüçüncü hafta ve seri tüm hızıyla devam ediyor. Başarı Hikayeleri serisinde bu hafta çok farklı bir şirketten bahsedeceğiz. Normalde hiç dış yatırım almamış şirketlerin hikayelerini anlattığımız bu seride bu hafta melek yatırımla hayatına başlamış fakat sonrasında 1. , 2. , 3. round toplam 38.25m $ kadar dış yatırımı reddedebilmiş genç ve başarılı bir reklam network’u olan Admoda’yı ve şirketin hikayesini anlatacağız.
Geçtiğimiz haftalarda comTalks’ta sırasıyla Campaign Monitor, BigCommerce, Logik, iTeleport, TechSmith, Litmus, iData, A Small Orange , WooThemes , Smartasses , AnswerLab, GitHub, Alien Skin Software, Kentico Software ve Envato şirketlerinin başarı hikayeleri vardı. Seriyi yeni farkeden okurlarımız baştan başlayabilirler.
Bu seri 37signals’in Bootstrapped, Profitable & Proud serisinin Türkçeye çevirisidir.
Admoda’nın yatırım reddini duyuran basın bildirisine şuradan ulaşabilirsiniz.
“Melek yatırım olarak aldığı 250.000 $’dan sonra Admoda (ve kardeş hizmeti Adultmoda) ilk seride 3m $ , ikinci seride 10m $ ve son olarak üçüncü seride de 10m $ yatırımı reddetti. Bu son yatırım teklifinin de reddinden sonra Admoda’nın toplamda refüze etmek zorunda kaldığı yatırım miktarı 38.25m $ ‘a ulaştı…”
“Şirketin kurucusu ve CEO’su Terry Jackson şunları söyledi; “Pekala, teknoloji sektöründeki girişimler için çok adımlı iş planı fikrini değerlendirdik. Fakat sonunda daha az-geleneksel olan iki adımlık bir planda karar kıldık. Önce kârlı bir iş modeli oluşturacağız ve onu elde ettiğimiz kârlarla geliştireceğiz. Sonra… Pardon, “iki adımlık plan” mı dedim? Esasen yalnızca bir adım var.” “
Komik bir bir Nisan şakası fakat bu boşa yapılan çalışmalara gönderme yapıyor. “Pek çok şirket aldıkları yatırımlarla, gerçekleştirdikleri büyük satışlarla veya yeni çıkardıkları bir ürünle ilgili basın bildirisi yayınlama hevesindeler.” diyor Jackson ve niçin kendi şirketinin şaka olarak bir basın bildirisi yayınladığını açıklıyor. “Sanki para bulmak şirketlerin tek hedefiymiş, bir ödül, bir statü sembolüymüş gibi. Çoğunlukla da risk sermayesi yatırımlarını ballandıra ballandıra anlatan basın bildirileri bunlar. Açıkçası şunun farkına vardım; banka kredileri o kadar da iyi değil. Yatırım yalnızca doğru sebeplerden alınıyorsa anlamlı. Fakat kurulan işin hedefi olmamalı.”
Admoda nasıl başladı?
2002 yılında Jackson MobVision adında mobil içerik ve ortaklık hizmeti sunan bir şirketler grubu kurdu. 2005’de müşterilerinin trafik sahibi olabilmek için uğraştığını farketti ve Admoda fikri tam bu zamanda aklına geldi. Şirketlerin mobil trafik alıp satabildiği bir sistem doğal yollarla büyüyebilirdi. Şartlar uygundu.
2006 yılında Jackson ve ortağı David Salgado Admoda’yı kurdular. Admoda Londra’dan yönetilen bir global network. Yetişkinler için mobil reklam kampanyaları yöneten bir de kardeş şirketleri var, ismi Adultmoda.
Kurucular birkaç ana hedefle şirketi kurdular: İlk günden kârlı olacaklardı, yatırım ihtiyacı oluşturmayacaklardı, iyi hizmet vereceklerdi, çok iyi bir çalışma ortamı yaratacaklardı, çok para kazanacaklardı ve bunu yaparken çok eğleneceklerdi. Jackson diğer girişimleri de hedeflerini en baştan doğru belirlemeleri konusunda cesaretlendiriyor. “Her kurucu kendisine sormalı: “Kendi işimi kurmamın sebebi ne ki? İş hayatından ne bekliyorum? Beni ne heyecanlandırıyor? Beni ne hırslandırıyor?” Jackson ekliyor “Eğer bu sorular ve hedefler başarılıyorsa ya da başarıldıysa o iş başarılı demektir.”
Şirket kurucuları şirketi kendi paralarıyla fonladılar. Aslında kuruluş için çok da paraya ihtiyaçları olmamıştı. Admoda’yı basit reklam network’lerinin trafik alıp satabileceği bir ortam olarak kurdular çok geçmeden para kazanıp kazandıkları parayla yatırım yapmaya başlamışlardı.
Şirket kuruluştan kısa bir süre sonra kârlı hale geldi. Jackson’a göre network’teki reklam talepleri heçtiğimiz yıl her ay katlanarak artmış. Tüm reklam networku ayda 7.5 milyar reklam gösteriyor. Admoda çok büyük olsa da Adultmoda da en yetişkinlere yönelik en büyük reklam networku olarak hizmet veriyor.
Başarı ölçüsü olarak “üretkenlik”
Anahtar hep kârlılık olsa da Jackson’a göre üretkenlik de işinizin başarısını ölçmek için kullanabilecek önemli bir değişken. “Herhangi bir rakibimizden çok daha üretkeniz. Küçük ekibimizle global ofisleri olan, risk sermayeleri tarafından oluşturulan dev fonları olan şirketlerden çok daha iyi iş ortaya çıkarıyoruz.” diyor Jackson.
Jackson’a göre bir şirketin büyüklüğünü kafa sayısıyla ölçmek çok saçma. (Admoda’da çekirdek ekibi yalnızca dokuz kişi oluşturuyor) “Eğer kafa sayısına denk olacak kadar üretkenseniz sorun yok . Fakat 40m $ para alıp 85 kişiyi işe almak doğru veya başarılı bir çalışma şekli değil.”
Çıkış stratejisi ya da yokluğu
Admoda satınalma oyunuyla da hiç ilgili değil diyor Jackson ve ekliyor “Görünüşe göre tüm mobil reklam networkleri yatırım alıyor, parayı harcıyor, zarar ediyor ve çaresiz bir şekilde çebi kabarık birileri tarafından satın alınmayı bekliyor. Bu hiç beklenmeden ortaya çıkan bir senaryo değil. Şirketler ve kurucuları kendi kaderlerini yazarlar. Bir kere para kazanma ihtiyacı olan şirketlerin yolundan ayrıldığınızda yatırımları olduğu için para kazanmak zorunda olmayan şirketlerin yoluna kayarsınız.”
Kazanılan parayla fonlanıyor olmak farklı seçenekler doğurur. “Kaynaklarımızı nereye kanalize edeceğimizi çok doğru seçmeliyiz.” diyor ve ekliyor Jackson “Bu aynı zamanda sürekli olarak para kazanmaya odaklı kalmamızı sağlıyor, harcamaya değil. Ki bu rakiplerimize bakıldığında iş hayatına çok farklı bir yaklaşım gerektiriyor. Risk sermayesi tarafından fonlanmış ve henüz daha büyük şirketler tarafından satın alınmamış şirketlerin çaresizliğine şahit olursunuz.”
Bu aynı zamanda sürekli olarak para kazanmaya odaklı kalmamızı sağlıyor, harcamaya değil. Ki bu rakiplerimize bakıldığında iş hayatına çok farklı bir yaklaşım gerektiriyor.
Jackson satmayı düşünür müydü peki? diye sorduğumuzda “Çok para kazanıyor ve işimizden keyif alıyoruz. Neden satayım ki?” diye cevaplıyor. “Eğer doğru “nakit” satın alıcı gelirse belki düşünebilirim. Komik bir şekilde iyi bir iş geliştirmeye odaklandığınızda bir şekilde çok değerli iş ve ürünler geliştiriyorsunuz. Para bulmak için etrafa koşuşturmanız hem kaynağı yanlış yere harcamak hem de işinize odaklanmamak sonucunu doğuruyor.”
Kültür: “Biz işimizi yaparız”
Jackson Admoda iş kültürünü şu şekilde tanımlıyor “biz işimizi yaparız.” Bunun büyük bir parçası: Hayır diyebilmekmiş. “Pek çok iş teklifine hayır diyoruz.” diyor ve ekliyor Jackson “Stratejimizin önemli bir kısmı kiminle çalışmayacağımızı seçmek. Pek çok şirket asıl işlerine odaklanmak yerine önlerine çıkan her fırsatı değerlendirme çabası yüzünden batar. Biz yalnızca müşterilerimizin büyük çoğunluğu tarafından ihtiyaç duyulan özellikleri geliştiriyoruz. Ticari tarafta ise yalnızca trafik alıp satmaya hazır şirketlerle çalışıyoruz.”
Stratejimizin anahtarı kiminle çalışmayacağımızı seçmekti.
Bir örnek: Admoda ve Adultmoda şu anda gelen yayıncı başvurularının 70% inden fazlasını reddediyor çünkü reklamlarının yalnızca kaliteli siteler ve uygulamalarda gösterilmesini istiyor. Bu reklamverenler için daha iyi geri-dönüş ve yayıncılar için daha iyi kazanç anlamına geliyor.
Bu “hayır deme” felsefesi bazı reklamverenleri de kapsıyor. “Bizi zehirleyecek müşterilere tolerans göstermiyoruz.” diyor ve ekliyor Jackson “Kaba ve anlayışsız bir insanın size kaybettirebileceği kaynak ve vakit inanılmazdır. Eğer birisi ısrarla önermediğiniz şeyler için size e-mail atıyor, yakınıyor ve e-mailler atıyorsa bu müşteriden koşarak kaçmalısınız. Bu tür ilişkiler zaten hiç bir şekilde iyi bitmez. Başta kaba olan bir müşteri sözleşme sonrasında işin içine para girdiğinde çok daha kaba ve anlayışsız olacaktır. Kendinize ve ekibinize bir iyilik yapın ve bu müşterilerden derhal uzaklaşın.”
Admoda toplantılardan da kaçınıyor. “Zaten toplantılarda harcadığımız zamanın yarısı üretken değil ekip kendini tam üretken hissediyorken yeni fikirler ve projelerle onlara gidiyorsunuz ve konuyu netleştirmek için yaptığınız takip pek çok zaman hiç işe yaramıyor. Kendini önemli hissetmek için toplantıdan toplantıya koşmak hiç anlamlı değil. Bunun yerine toplantılardan kaçınıyor ve iletişimi e-maillerle sürdürüyoruz gerektiğinde telefonla da takip ediyoruz.”
Adultmoda’nın yetişkinlere yönelik doğası gereği, Jackson bu duruma alışmış. “Bir kere bile yetişkinlere yönelik sektörü görmezden gelmedik. Neden gelelim ki?” diye soruyor ve ekliyor “Yetişkinlere yönelik servisler devasa bir sektör oluşturuyor ve bu mobil telefonlar için çok iyi birşey. Pek çok rakibimiz sözleşmelerinde yetişkin reklamları yasaklayan maddeler içeriyor. Neden? Yetişkinlere yönelik hizmetler çok karlı. Fakat bunu söylemek bağlı veya ilişki halinde bulundukları risk sermayesi şirketlerinin itibarını sarsabilir. Fakat pratikte aynı şirketler reklamlarını bu yetişkinlere yönelik sitelerde gösterirler çünkü çok trafikleri var. Adultmoda’da bizim duruşumuz bu konuda şeffaf ve dürüst olmak. Adultmoda’da yetişkinlere yönelik hizmet ve ürünler sunan şirketlerle çalışmaktan memnunuz.”
İşe alım
Jackson’un işe alımlarla ilgili tavsiyeleri ise şöyle;
Paranızın yettiği en iyi profili işe alın, fakat öncesinde rolü çok iyi belirleyin. Özellikle eğer teknik bir işiniz varsa bu alandaki en iyi geliştiricileri işe alın. Şahsen o kadar stresi kaldıramam. Vasat insanlar vasat ürünler geliştirir. Tecrübeli isim ise şirkete “tecrübe” getirir. Yani daha önce karşılaştığı problemler ve çözümlerini. Bu çözümler şirketinizin büyümesinde önemli bir rol oynayacaktır. Tecrübeli biri takıma derhal entegre olabileceği gibi tecrübesizlere göre iletişimi de daha sağlıklı olur.
Aynı zamanda yeni elemanın şirketinizde oynayacağı rolü ona net bir şekilde aktarın. İşinizin yeni bir alanını mı geliştirecekler? Takımızdaki aşırı yükü mü azaltacaklar? İşinizin bir alanını mı hızlandıracaklar? Müşteri hizmetinin iyileştirmesinde mi çalışacaklar? Tüm bu sorular ve hatta fazlası siz işe alımlar yapmadan önce cevaplanmalı.
Aynı zamanda “kolay işler” yapmaya meyilli elemanlardan da kaçının. Sıkça şunu duyuyorum; Tam kapasite çalışan bir şirketleri var. Destek için yeni bir profil işe alıyorlar fakat bu profil onlara destekten çok köstek oluyor ve fazla yük oluşturuyor. Tuzaklardan kaçının.
Kârlılık tavsiyesi
Jackson kendi günlük işinizi terketmeden önce şunları değerlendirmeniz gerektiğini söylüyor:
Başlamak için gerekli paraya sahip misiniz? Başlamak için paraya gerek var mı? Do you have the money to get started? Do you need any money? İşlerin o tarafına bakın bilhassa para akışı. Az gideriniz olabilir fakat sadece müşterileriniz size 6 ay para ödemese ek paraya ihtiyacınız olabilir. Ya da fiyatlandırmayı gözden geçirmelisiniz demektir.
Kurmak istediğiniz için gerçekten birşeye ihtiyacınız var mı? Çikolatadan yapılmış bir itfayeciye ateşe dayanıklı elbise almanız ne kadar enteresan görünse de işe yaramaz.
Eğer bir iş planı yapacaksanız bunu kendiniz yapın. Plan size önderlik etmeli ve uygulanabilir olmalı. 3-5 yıllık öngörüler fikrini hemen unutun. Şimdiye kadar 5 yıllık öngörüsünü tam olarak takip edebilen şirket görmedim. Tamamen ilham yoluyla yapılan şeyler ve bana göre tam bir zaman kaybı.
Kendi yağında kavrulmak. Hemen harekete geçin ve birşeyleri çalışır hale getirin. Küçük başlayın, biraz para kazanın ve oradan harekete devam edin. Başlamak için sunuculardan oluşan duvarlara ihtiyacınız yok.
Kiminle çalışacağınızı özenle seçin. Dev bir şirketle çalışma hevesine düşmeyin. Fikirlerinizi ve kaynağınızı hızla sömürüp sizi ortada bırakma ihtimali her zaman vardır. Unutmayın şirket sizindir ve kiminle çalışacağınızı siz seçersiniz. Zehirli müşterileri unutmayın.
Muhasebe işlerini önemseyin. Hiç birşeyi unutmayın ve hasıraltı etmeyin. Eğer başa çıkılması gerekiyorsa çıkın.
3-5 yıllık öngörüler fikrini hemen unutun. Şimdiye kadar 5 yıllık öngörüsünü tam olarak takip edebilen şirket görmedim.