Hayatımın son bir kaç yılına kadar neredeyse hiç bir Apple marka cihaza sahip olmamıştım, şimdi ise masamda bir Macbook Pro, iPhone, iPod Touch ve iPad duruyor. Marka ile hiç bir ilişkisi olmayan bir kullanıcıyı bu kadar kısa sürede kazanan başka bir marka daha dünyaya gelir mi bilemiyorum.
Apple’ın bu denli başarılı olabilmesinin nedeni ise sadece ürettiği cihazlarla ilişkili değil, Apple ürettiği her cihazla kullanıcılarına farklı bir deneyim sunarak hiç sahip olmadıkları bir şeyleri sundu ve bunu çok iyi yaptı. Tablet bilgisayarlar konusunda daha önce yapılmış fakat tutmamış çalışmalar vardı, bir türlü bu konuda pazar oluşturulamamışken iPhone’un uygulama marketi ve işletim sisteminin gücünü arkasına alan iPad’i satışa sunan Apple pazarı yeniden şekillendirdi ve tüm cihaz üreticilerini arkasından tablet piyasasına sürükledi.
Kişisel deneyimim iPad’in diğer tablet cihazlara göre (Motorola Xoom, Htc Flyer, Samsung Galaxy kullandım) çok çok daha iyi olduğu yönünde, bu izlenimimin oluşmasında ki en büyük etken Android işletim sistemli cihazların henüz stabil çalışma düzeyine gelememiş olduğunu düşünmem. Zamanla Android yeni sürümleriyle iOs’u yakalayacaktır, ancak günümüzde iOs işletim sistemi kullanıcı deneyimi açısından bir numara denebilir.
Tabletler günümüzde hızla çeşitlenen ve insanların gündemine yerleşmiş olan cihazlar, peki ya bu tabletleri neden/ne amaçla kullanıyoruz?
Günlük yaşantımda iPad sürekli yanımda, müsait olduğum anda internette bir şeyler okuyor, geziniyor, izliyor yani çeşitli içerikleri tüketiyor oluyorum, benim için iPad tam bir “içerik tüketgeci”.
Journalism.org’da yayınlanan bir araştırmaya göre tablet cihaz sahiplerinin %77’si günlük olarak cihazlarını kullanıyorlar ve kullanıcıların cihazla geçirdikleri ortalama süre günlük 90 dakika. Cihaz üzerinde en çok kullandıkları uygulamalar ise, %54 email, %53 haber takibi, %39 sosyal uygulamalar, %30 oyun. Araştırmanın sonuçlarını infographic olarak aşağıda görebilirsiniz;
Bol içerik tükettiğiniz mutlu, verimli bir haftasonu dilerim.
Kullanıcı deneyimi klişesi ve yine bir fanatizm yazısı. Yıl olmuş 2011, flash oynatmayan, USB bağlatmayan cihazın size sunacağı his ne kadar muazzam olabilir ki. Happy aypedler sana!
Merhaba,
Aslında yazıyı yazarken “Fanatizm” noktasıyla ilgili de bir iki şey söylemek gerektiğini hissetmiştim ancak Android ile ilgili söylediklerim buna açıklık getirir sanıyordum. Apple fanatiği değilim, sadece gördüğüm gerçekleri söylemeye çalışıyorum, Apple’ın oluşturduğu yada ciddi düzeyde etkilediği sektörlerden aklıma ilk gelenler;
– Uygulama sektörü
– Tablet sektörü
– Müzik sektörü
– Oyun sektörü
– Yayıncılık sektörü
– Gsm sektörü
tüm bu sektörlerde Apple taşları yerinden oynatabildi, bunları yapabilen bir şirket kuşkusuz ki başarılı bir şirkettir.
Öte yandan size çok daha fazlasını sunan bir cihazdan usb çıkışı ve flash desteği beklemek yersiz diye düşünüyorum. Flash desteği sunan androidli cihazlardaki performans sorunlarıyla flash teknolojisini kullanmak istemem, performans kaybıyla destekleyecek olduktan sonra desteklememesi seçeneği benimde tercihim olurdu. Usb çıkışı ise günümüzde kullandığımız bulut teknolojileriyle yersiz bir hale geldi, telefonda yaptığınız her şeyi anında buluta taşıyan ve istediğiniz yerden tekrar ulaşmanıza imkan sağlayan bir teknoloji varken usb hala eskimedi mi?
Tercihler tartışılmaz elbette, ancak kim ne derse desin gelecekte Apple’ın bugün yaptıkları milad olarak değerlendirilecek.
Cevap için teşekkürler. Bence tek bir izahı var, Apple inadı diyelim bunu adına. En azından beni iOS’lu cihazlardan uzak tutan yersiz, gereksiz bir diretme. USB derken sadece storage akla gelmesin, çevre donanımların da USB bağlantısı üzerinden bağlanabilmesini kastetmiştim. Bu özellik geldiği anda bende senin gibi Android’i bırakmaya sıcak bakabilirim.