Sosyal Medya dünyasında iş yapan insanların, iş yapmasa da bu dünyayı takip etmekten keyif alan insanların en sevdiği kelime gruplarından biridir bu; Sosyal Medya Krizi! Neden keyif alınır? Çünkü bir sosyal medya krizi teoride her markanın başına gelebilir. O marka sosyal medyada var olmasa bile… Bu nedenle markaları bu mecraya çekmek için çalışan sosyal medya insanlarının en sağlam argümanlarından biridir bu; Sosyal Medya’da Kriz Yönetimi.

Sosyal medya krizlerinin markaları ikna etmek ve onları sosyal medyayı profesyonel olarak kullanmaları gerektiğine inandırmak konusunda argüman olarak kullanılması yanlış bir şey değil; çünkü gerçekten bir markanın sosyal medya krizi yaşayıp yaşamaması, o markanın bu mecrada var olup olmamasına bağlı değil. Bu nedenle bu mecrada olup olmamanız, bu mecrada kriz yaşama ihtimalinizi çok fazla etkilemez. Ama bu mecrada olmanız, bu mecradan doğan bir krizi kontrol etme şansı verir size.

Sosyal Medya krizini tanımlamaya ve bu konu hakkında yazmaya da son 2-3 gündür THY’nin yaşadığı grev krizi sonrası karar verdim. THY’nin yaşadıklarını ana haber bültenlerinden, yazılı basına kadar her yerde okuyabilirsiniz. Çok detaylı ve çözümlemesi zor şeyler yaşanıyor o tarafta. Diğer taraftan bu krizin Sosyal Medyaya yansımaları çoğu sosyal medya insanını adeta tuzağa düşürür cinsten. Ki bence SosyalMedya.Co da bu olayı yanlış analiz edenlerden. Çünkü bu, bir Sosyal Medya Krizi değildir! Sosyal Medya Krizi dediğimiz şey adı üzerinde, bu mecra üzerinde tohumlanan olumsuzlukların viral olarak yayılması sonucu ortaya çıkan bir krizdir. Onur Air vakası, böyle bir vakadır.

THY vakasında 100′lerce uçuş iptal ediyor, insanlar işten çıkartılıyor, websitesi hackleniyor… Bu olaylar, Sosyal Medya krizinden de öte olaylardır. Bu, tüm şirket ölçeğinde bir krizdir ve her mecraya yansıdığı gibi, sosyal medyaya da yansımıştır. Eğer sosyal medya krizi olarak bakarsak, yanlış sonuçlara varabiliriz.

Ve daha acı bir gerçek; bu durumda şirket olarak ağzınızla kuş tutsanız böyle bir krizin sosyal medyadaki yansımalarını silemezsiniz, insanları durduramazsınız. Böyle bir krizde sosyal medyada yapılan çalışmalar güneşi balçıkla sıvamak olur. Önemli olan şirketin asıl sorunu çözmeye çalışması, yani daha kritik olan, grev meselesini ¨doğru¨ bir şekilde çözmesidir. Bu nedenle THY krizinde hiçkimse Sosyal Medyada bu kirizin çözülmesini falan beklememeli. Bu gerçekçi ve samimi bir bekleyiş olmaz.

Peki bir şirketin yaşadığı her krizin bu mecraya taşınması ileride ne gibi sonuçlar doğurur? Korkutucu değil mi? Bir yönetici olarak saat 14:00’te doğru olduğunu düşündüğünüz bir karar veriyorsunuz. Saat 19:00’da şirketten çıkmış, yemek yerken cep telefonunuzdan Twitter’a giriyorsunuz ki o da ne! Verdiğiniz karar Trending Topic olmuş.

Ama durun! Asıl gerçek şu: Milyonlarca Facebook ve Twitter kullanıcısı… Yüzlerce marka… Onlarca kampanya… Tüm bu denklemlerin içinde önümüzdeki zamanlarda Sosyal Medya Krizleri açısından doygunluk yaşayacağız. Ve krizler artık rüzgar gibi geçip gidecek. Bir marka sosyal medyada var olurken, krizlerin var olmaması normal bir olay değil. Boyutları elbette değişebilir. Onur Air, THY ya da başka markalar… Bu mecrada krizler yaşayacaklar. Yeni kampanyaları, yeni uygulamaları, yeni içerikleri nasıl hızlı tüketiyorsak, krizleri de çok hızlı şekilde tüketeceğiz.

Markalar, sosyal medya krizlerinden değil, offline krizlerden, şirket krizlerinden korkun. Sosyal Medyada var olan krizler markaları ciddi kayıplara kolay kolay uğratamayacak.